Disleksi

<p>Disleksi, en sık rastlanan &ouml;ğrenme bozukluklarından&nbsp; birisidir. Asıl sorunları hafıza ve dil ile ilgilidir. Disleksi olan kişiler her şeyi unutur ve dil ile ilgili derslerde sıkıntı &ccedil;ektikleri bilinen bir ger&ccedil;ektir. Bazıları okul zamanında hızlı konuşabilir. İnsanlar da onları pek dikkate almazlar. Normal bir insan okuma, yazma ve anlama gibi eylemler i&ccedil;in beyninin sol &ouml;n lobunu kullanır. Disleksi olan kişiler sol &ouml;n lobu kullanmakta birtakım&nbsp; zorluk yaşarlar. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde ise disleksi olan kişilerin sayısal zekası &ccedil;ok y&uuml;ksektir. Okul zamanlarında matematik ve fizik derslerini &ccedil;ok severler. Fakat s&ouml;zel konuları beceremeyebilirler. Disleksi olan kişilerin s&ouml;zel zekaları d&uuml;ş&uuml;k veya geri değillerdir. Aksine &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; s&ouml;zel zekaları vardır. Normal bir insanın hayal g&uuml;c&uuml;n&uuml;n en az 2 katına sahiptirler. Disleksi olan &ccedil;oğu kişinin en b&uuml;y&uuml;k d&uuml;şmanı kitaplardır. Bazıları bir kitabı anlamak i&ccedil;in aynı kitabı 5-6 kere okur. Disleksi olan insanlar &uuml;st&uuml;n zekalı insanlardır ve bir kısmı ise d&acirc;hidir. Albert Einstein, Walt Disney, Leonardo Da Vinci, Bill Gates gibi &uuml;nl&uuml; isimler bunlardan bazılarıdır.[kaynak belirtilmeli] Disleksi ile ilgili ilk bulgular, 1896 yılında bir İngiliz doktor olan W. Pringle Morgan tarafından elde edildi ve British Medikal Journal&#39;da yayınlandı. Morgan makalesinde 14 yaşında olan Percy adındaki erkek &ccedil;ocuğunun her zaman akıllı ve zeki bir tutum i&ccedil;inde olduğunu, yaşıtlarıyla kıyaslandığında oyunlarda hızlı olduğunu ve arkadaşlarından hi&ccedil; bir zaman&nbsp;geride kalan&nbsp;y&ouml;n&uuml; olmadığını, ancak okuyamadığını belirtiyordu. Bu d&ouml;nemlerde disleksinin g&ouml;rme sistemiyle ilgili olduğu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yordu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml;, disleksinin en belirgin &ouml;zelliklerinden biri harflerin ve kelimelerin karıştırılması ve tersten algılanmasıydı. Bu bakış a&ccedil;ısından yola &ccedil;ıkan bir d&uuml;ş&uuml;nceyle disleksiyle baş edebilmek&nbsp;i&ccedil;in g&ouml;z eğitimleri yaptırılıyordu. Daha sonra yapılan &ccedil;alışmalarda ise disleksinin g&ouml;rmeyle ilgili bir bozukluk olmayıp dil sistemiyle ilgili bir bozukluk olduğunu ortaya koymuştur. Bug&uuml;n g&ouml;z eğitiminin disleksiyle yaşamayı kolaylaştırmadığı da artık kesinlikle kabul g&ouml;ren bir ger&ccedil;ek. Bug&uuml;nk&uuml; bilgilerin ışığında, disleksi, fonem adı verilen dil birimlerinin birbirinden farklılıklarının ayırt edilmesi sırasında ortaya konmasıdır.</p> <p>Temel olarak disleksi, okuma, heceleme ve yazma g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml; &ccedil;ekmektir. Bu eğitim grubunun i&ccedil;eriğinde disleksi rahatsızlığı olan &ouml;ğrenciler i&ccedil;in kelimeri ve harfleri ayırt edebilmelerine yardım edecek&nbsp;egzersizler diğer eğitim gruplarından daha fazladır. Bu eğitim grubuna katılan &ouml;ğrencilerde okuma g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml; azalmakta ve daha rahat okuyabilmektedirler.</p>